Küçük gözlerinden masumiyet akan, hokka burunlu kadın.!Minik ellerine çocukları yaşatma neşesi yerleşmiş,avuç içlerinde minikliği
saklanıyor sanki.Dokunsan çıt kırıldım yapısı ruhuna da
işlemiş..İşlemiş..İşlemiş.Örülmüş teker teker kırılganlık.
Bedeni sağlam
durmaya çalışsa da kemikleri belli eder kendini.Saplanmış geçmişin köklerine
çıkamıyor ayaklar,beyni.Bir batak misali..Adım atmaya mecali yok,varlığını
unutturmuş umut.
Gözaltındaki morluklar hatırlatıyor her aynaya baktığında.
Kaç
defa çizildi bedeni?
Kaç defa ağladı yüreği?
Kaç defa sızladı?
Kaç defa yok oldu
ışığı?
Fakat yine de inat bu yok ola ola,ilerleyecek. Yok edecek kendini ama
var edecek hayatında ‘HAYIR’kelimesini.
Defterlerini kendine saklayan,çizimlerini uykusunda
boyayan,dünyasını rüyalarına satan kadın.!Söylenen sözler kalbinde yankılar
uyandırsa da bilirim eyleme geçesi yok onun. Yorulmuş,isyan etmek korkusu olmuş.Ya kötüsü
gelirse ?Susmuş,mutluluğu nefesine vaad etmiş.Nefes alıyor diye kendini mutlu
zannetmiş.
Güzel kadın..Omuzları ince,yüreği büyük,dudakları sessiz
kadın.!
Aynaya her baktığında gözlerin sana umudu hatırlatmalı.
Işık
sensin,nefes sensin,hayat sensin.Sen vazgeçersen her gün umutla bakmaya aynaya
,oda küser sana. Kırılan kalp kolay onarılamaz biliyorsun.Kırma umudunu,düşme
karanlığa.Kırılan ayna kolay toparlanamaz.
Gecen oldu,güneş küstü…Dibi gördün,gökyüzü söndü…Yağmur
yağdı ,bulutun gitti.Biliyorum yıldızım,düştüğün yer senden bir parça değil.Biliyorum bu karanlık senin sızın değil.Sen sadece bir rüyayı seçtin.Uyanacaksın ve güneş doğacak.Parlayacak ve sana saçlarında gezinen umudu
yansıtacak. Az kaldı,dayan.
Acı,hissedilmek
içindir demiştik hatırladın mı?Bir yıldızın altında en güzel günümüzdeydik.
Sende bir yıldıza tutun.Mor kutup yıldızına,bizim rengimize.Işık
sönmeyecek,kayıp gitmem.Kayıp gitme,seni yitiremem. Bırakmam.!
Capella