20 Şubat 2015 Cuma

Sende Anlat

Kanatları yokken de uçardı insan
'Yürüyorum.Sağımda yapışan nefesin yaydığı o iğrenç koku,solumda ayaklarıma hücum eden çirkin sözlerin varlığı.'Ne yaş,ne cinsiyet,ne güzellik,ne kıyafet ifade etmiyor karşındaki hasta için.!Çünkü o arsız.Çünkü o alışmamış.Çünkü o görmemiş.(!)

Bebektim;kötüden habersiz.Yalanı duymamış,gözlerini hep güzele açmış.Küçüktüm;dünyada kötülerinde bulunabildiğini öğrendim.Babalar anneleri dövüyordu.Anneler bebeklerine tokat atıyordu.Küçükler oyuncaklarını parçalayıp öfkesini bebeklerinden çıkarıyordu.Yalanlarında söylendiğini işittim.Annem 'Saçın çok güzel olmuş Ayşe.' derken arkasından 'Hiç yakışmamış,kırmamak için öyle söyledim'diyordu.Demek ki insanlar kırmamak için yalan söylüyordu.O halde bende Sıdıka Teyzemin yaptığı poğaçaları beğenmiş gibi davranacaktım.Kırılmasın diye.Yoksa üzülür değil mi?Taki bir amcanın ekmek yok burada başka kapıya,cümlesini işitene kadar.Halbuki bakkalda ekmek vardı ve çocuk üzülmüştü.Demek ki üzmek içinde yalan söylüyorduk.Bende babam o elbiseyi bana almadığında 'Senden nefret ediyorum' deyip onu bir güzel üzmüştüm.O nehiri andıran gözlerimi bazı sabahlar kötülüklere açtığımıda öğrendim.Artık oyun yoktu,okula gidecektim ve bir hayli mutsuzdum.Büyüdüm;kötülerin kötülüklerini de alıp her yerde dolaştığını fark ettim.Azrailmiş kendileri,can kesiyorlardı.İyilerin zerreler kadar küçük ve bulunmasının oldukça zor olduğunu gördüm.Günümüzün çoğunu yalanlarla geçiriyorduk.Kendimize,ona,buna,bize,hayata.!Gözlerimizi sabah zorla açıyorduk.Uyanmaya korkuyorduk.Yaşam güçtü.Yaşamak zordu.Çünkü nefesimizin bir cam kadar bile değeri yoktu.

Sağımda yapışmak için yer arayan adamların iğrenç nefesleri.
Adımlarımı ilerlettiğim o dar sokaklar.Girdiğim o esnaflar.
Korkudan titrediğim anlarda ürkmemiş gibi davranmak.
Evinin yolunu özlemle çekmek.
Gözlerin dolmasın diye içine attığın o gözyaşları.
Yazın oturduğun otobüste senin gögüslerine bakmak için tepene dikilen adamın arsız bakışları.
Dizlerini birleştirip minibüsün köşesine sinen korunmasız bedenin.
Öpücüklerini senin gözlerine sunan yüzlerini unutamadığın o adamlar.
Tenini göremediyse gözlerine saran hormonu bozuk hasta ruhlar.
Solumda canımı yakan kelimeler.
Sırf kıyafetin için işittiğin binlerce çirkin söz.
Sırf güzelliğin için savrulan beyni olmayan cümleler.
Sırf bir nesne olarak görüldüğünden hissettiğin boynu bükülmüşlük.
İnsan olmak zor bu tarihte,bu ülkede.
Kanadı olmadan uçan tüm martılarımıza ellerimi açıyorum.
Sizi seviyorum.

Capella



17 Şubat 2015 Salı

Sessizlik

Sözcüklerim neyi anlatır,hangi cümle içimdekini ifade edebilir bilmiyorum.
Konuşmak ayrı acı,susmak ayrı acı.
Yaşananları düşünmek ayrı acı,devam etmek ayrı acı.
Ne geçecek?
Nasıl geçecek?
Kim bu meseleyi çözecek?
Neden hala aynı dertler?
Niye hala aynı çığlıklar?
Birkaç gündür beynimdekiler dönüp duruyor.
Hep var olan şey daha vahşi şekilde ilerliyor.
Bu cesaret nereden geliyor? 

Ölümdü fakat son değil
Nefesim,hislerim,yaşadığımı sandığım dünya.
Kadınım,erkeğim,doğayım,tüm canlılarım.
Ve tüm bunları yaşatmaktan yoksun olduğumuz,
Elimizde ses olduğunda dövüldüğümüz,
Sessiz olunca tecavüze uğradığımız dünya.
Hırpalandığımız,
Taciz edildiğimiz,
Korktuğumuz,
Ezildiğimiz,
Çaresiz kaldığımız dünya.
Değiştiremediğim,
Yok edemediğim ve bu sebeple daha da utandığım dünya.
Kadınlığımdan,adamlığımdan,insan oluşumdan utanıyorum.

Capella

9 Şubat 2015 Pazartesi

Bu Sokak Benim

Bana düşmez can vermek,yumuşak bir kucakta
Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum
Aman,sabah olmasın,bu karanlık sokakta      
 Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum.
                               Necip Fazıl Kısakürek
Her hikaye birçok kalp barındırır içinde.Her hikayenin tek kahramanı var gözlerde.Tüm bunları gösteren sokaklardır.Dolaş orada.Tüm gözler birer kahraman.Farklı günde,farklı saniyelerde..Bir arının vızıltısı kadar kendi içinde ve benliğinde.Biri mavide,biri siyahın derininde,biri yeşilin en uçuğunda,biri pembenin alaycı tatlılığında,diğeri ise rengi solmuş gride.Hepsi var. Hepsi burada.
Sokaklar yaşamdır.Nefes doludur.Duyguların en uç noktaları oradadır.
Çıkarsan anlarsın.
Bakarsan görürsün.
Dinlersen duyarsın.
Sokaklar kırıktır.Acı doludur.
Kaldırımlar kaç hikayenin orada büyüdüğünü gösterir.Yaşlarını,düşüşlerini,yara izlerini ve gülüşlerini.Her insanın bir sokağı vardır.Büyüdüğü,büyüttüğü,yaşattığı ve yaşlanmak istediği.Benim sokağım darlaştı.Yoğunluğu azaldı fakat ağırlığı ar
ttı.Nasıl bir ses düştü de yok oldu herkes anlayamadım.Yok oluşuna rağmen sırtıma tonlarca ağırlık attılar da yoluma daldı.Taşlarım kırıldı,çatlayanlar da mevcut.Tabi hala sapasağlam kalanlarda.Küçüldüm.Dök,del,yok et.Ben sapak yaratmasını bilirim.Ve küçük yollar çabuk ulaştırır,içinde kaybolmazsan.Ben yolumu bilirim.Kaybolmam.

Capella

1 Şubat 2015 Pazar

Mevsim Geçiyor

Mutluluğa kaçtım.Gökyüzüne ulaştım.Her zaman ulaşmak istediğim noktaya.Mavilerin boy gösterdiği,bulutların göz kamaştırdığı ve özgürlüğün yalınayak koşturduğu noktaya..Günler çabuk geçti,belkide geçtiğini bile anlamadım.Zaman salındı yanımdan..Uçtu gitti. Aslında uçan bendim.Güzellikler boylu boyunca uzanırken hepsinin tadına bakmak istedim.Yaşadım,sevmek ne demek çok güzel yaşadım.Gülümsemek,kahkahalar atmak nasıl bir şey derinlerde hissettim.’Gerçekten Gülümsemek’ farklı oluyormuş.Gözlerinin için farklı bakıyormuş.Adı,sanı,tadı,tuzu her şeyi bambaşka.Orası bambaşka..Sen bile bambaşka..Sanki adın yok. 
Çok yükseklerden uçarsan çok kötü çakılırmışsın.Çok yükseklere çıktım ve sonra çok yüksekten bir anda düştüm.Ayağım mı kaydı dersiniz yoksa ben mi attım kendimi bilmiyorum.Fakat öyle güzel bir noktadan düştüm ki şimdi zerrelerim bile yan yana değiller.Düşerken parçalarım teker teker dağıldı.Derim soyuldu,üstüne kabuk oluştu ve defalarca kanadı.Her gün tekrar kanıyor.Her gün boşlukta asılı kalmışım gibi geliyor.Oysa karanlığın en derin noktasındayım ve boşluğu bırak fazlalıklarımla yük olmaktayım.
Kendimi bulmam gerek.Kaybettim..Ben kimim?Neye dönüştüm?Neler alıp gitti benden ve neler eklendi ruhuma,sen neredesin ?Karşımdaki sen misin? Şimdi bulutlarımı siyaha boyadım.Yok etmedim ama hiç ettim.

İnanmak istemiyorum bu saçma şeye,inancımı yolda bulmadım ben.Körleştim.Artık uyanmak istiyorum.

Capella

Şubat

Duygularımızı nasıl anlarız?Onlara ismini veren aklımız mıdır?Doğuştan 12 duygu yüklenmiş ve beyin bir tık edince anlayabiliyor mu?Her duygunun apayrı sinyali,apayrı tadı,apayrı hissiyatı mı var?Mesela güven...Nasıl, nereden,kimden,ne şekilde geliyor?Görüyoruz ve güvendiğimizi hissediyoruz.Bir süzgeçten geçirmeden önce bile bir anda 'EVET' diyebiliyoruz. Benim bir anda karşıma çıktığında ''Onu Sevebilirim.Hemde çok güzel severim.'' diyebilmem gibi. Karar vermek için aklına danışman gerekmiyor. Sanki vücudunun içinde bir işlemci var ve birden kendini işletiyor.Kendini o anın içinde buluyorsun.Elini uzatıp tutması için can atıyorsun.Ardına bakmanı gerektirecek tek bir durum söz konusu değil.İrdelemen gerekmiyor sözcüklerini.Her söylediği gerçek çünkü sen yalanı düşünmedin.

İyi ki düşünmedin.


Capella