Her insan durduk yere mi girdaba düşer, yok yere mi
duvarlar örmeye başlar kendine ? İçine ne zaman darağacı eker ve onları niye
sallandırmaya başlar bilmiyorum. Herkes benim gibi ara ara hisseder mi
yalnızlığı, hiçmiş gibi algılar mı kendini, kafasını döndürmek bile istemeden
bir yerde sabit durabilir mi bilmiyorum. Kim hangi sorularla boğuşuyor bir
diğerini düşünürken?
Herkes bir ben mi,
herkesteki benler onları meşgul eder mi
bilmiyorum.
Ölüm insanı mutlu eder
mi? Eder zannediyorum ara ara, bazı kişiler ölmeyi hak eder diyorum. O vakit
bir katre yakamoz düşüyor gönlüme, ışık saçıyor limanıma kişilikler.Bu sefer
oraya dizilmeye başlıyorlar, darağacım işe yaramıyor. Boğazımda çıt kırıldı bir
heves, öldürdüğüm her bir denizyıldızı için pişmanlık duyuyor.Çünkü bendeki
maskeler hiç eksilmiyor.Ruhumun orta yerinde karadelikler… Renkleri koyu,
onların ucunda ne birikmiş göremiyorum.Görsem de söylemezdim zaten.Kartlarımı
kapatmayı seviyorum.
Omuzlarımda bir parça sesi kısılmış isyan var,
avazını gece çığırmaya başlıyor da kimseler duymuyor.Kulaklarını kapatır bizim
bu insanlar.Gerçi kulaklarını açsalar da benim sesini kıstığım fikirlerim var.Anlayacağın Libya Çölünün ortasına dahil etmişim bedenimi. Yeşilliğim
birilerinin beni görebildiği kadar, kalanları kumdaki sarartının rüzgarda dans
edişiyle var.Oradan anlayamazsın, evime eşlik etmen gerek.Evime girmen için
anahtarı bulman, anahtarı bulmak için başka kapılarda dolaşman.. Öyle kolay iş
değil koca çölü yürümen gerek.Her bir kum tanesinin hatrını vermen.
Rüzgarın seni
alt edemeyeceğini nereden bilebilirim? Bir kasırgada beni terk edebilirsin.
Capella..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder